NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
سُهَيْلٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
هُرَيْرَةَ
أَنَّهُ
سَمِعَ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَنْ
اطَّلَعَ فِي
دَارِ قَوْمٍ
بِغَيْرِ
إِذْنِهِمْ
فَفَقَئُوا عَيْنَهُ
فَقَدْ
هَدَرَتْ
عَيْنُهُ
Ebu Hureyre r.a. Rasulullah
(s.a.v.)'i (şöyle) buyururken işittiğini söylemiştir:
"Kim bir cemaatin
evin(in için)e izinleri olmadan bakar da (onlar da) onun gözünü çıkarırsa (o
adam'ın bu) gözü heder olur."
İzah:
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifler izinsiz olarak bir
başkasının evine girmek şöyle dursun, bakmanın bile caiz olmadığım, böyle bir
hareketin sahibinin gözünün heder olmasına sebep olacak kadar ağır bir suç
olduğunu ifade etmektedirler.
Bilindiği gibi heder;
boşa gitmek demektir. Yani hakkında kısas ya da diyet davası açılamaması,
kanının boşa akıp telef olması demektir. Binaenaleyh yabancı bir eve girmeden
önce izin istemek farzdır. Bu hususta erkek ile kadın arasında bir fark
olmadığı gibi sağlam ile kör arasında ve hür ile köle arasında da bir fark
yoktur. Alimlerin cumhuru da bu görüştedir.
Bir kimsenin yabancı
bir evi gözetlemesinin haram olduğunda ittifak olmakla beraber bu suçu işleyen
kimsenin men edilmesi, dövülmesi, gözlerinin kör edilmesi halinde ne lazım
geleceği hakkında ihtilâf vardır:
1. İmam Şafiî (r.a.)
ile Ahmed b. Hanbel (r.a.)'e göre ev halkı evi izinsiz gözetleyen kimsenin
gözünü kör etseler, kısas gerekmez. Ayrıca röntgenci bir hak da taleb edemez.
Delileri ise mevzumuzu
teşkil eden (5172) nolu hadisle: "Eğer evime muttali olmak için
gözetlediğini bilsem şu demiri gözlerine sokardım. İçeri girmek için izin
istemek ancak gözleri haramdan korumak içindir."[Buhârî, istizan]
mealindeki hadistir.
2. İmam Mâlik (r.a.)
ile İmam Ebu Hanife (r.a.)'e göre ise röntgencinin gözünün kör edilmesi
cinayettir. Dolayısıyla ya diyeti verilir, ya da kısas yapılır, delileri ise:
"Cana can, göze göz buruna burun, kulağa kulak, dişe
diş...(karşılıklıdır)"[Maide 45] âyetinin hükm-i umumisidir.
Buna göre, kim birinin
gözünü -velev ki evini gözetlediği için olsa- kör etse, cani olur. Eğer kasden
yapmışsa kısas yapılır. Hataen yapmışsa diyetini verir...
Malikî ve Hanefî
âlimleri Şafiî ve Hanbelilerin delil aldıkları "Her kim bir evi izinsiz
olarak gözetlerse...” hadisini şöyle tevil ederler: Bir .
evin içini, o evdeki
kadınları görmek için bakan kişi evvelâ menedilir. Tekrar gözetlerse o zaman
zor kullanılır. İşte bu zor kullanma sırasında gözetleyenin gözü kör edilirse
onun gözünün kanı heder olmuştur. Zira o adam zâlim ve haddi tecavüz etmiştir."
Bu mevzuda Cessâs şöyle
der fakihler bu hadisin zahirinin hilafına hükmederler. Çünkü Ebû Hüreyre
(r.a.)'nin rivayet ettiği bu hadis usûle muhalif olduğu için reddofunur. Usûle
muhalif olduğu için reddolunan "zina çocuğu cennete girmez" ve "kim
bir ölü yıkarsa kendisi de yıkansın, kim bir cenazeyi taşırsa abdesti
bozulması bile abdest alsın." hadisleri gibi reddolunur. Şüphe yok ki bir
eve izinsiz giren kimsenin gözünü kör edene kısas lâzımdır."
Şafiî fakihlerinden
iman Fahreddin Razî de şunları söyler: "Bilmiş olunuz ki "cana can,
göze göz." âyeti bu hususta zayıf bir delildir. Zira onların
"izinsiz bir eve girenin gözünü kör etmek caiz değildir" sözleri
zayıftır. Çünkü içeri izinsiz girmekle gözetlemek ayrı şeydir. İçeri izinsiz
giren adamı evde olanlar bilirler ve kaçarak örtünürler. Ama içeriyi
gözetleyen! evde bulunanlar bilemezler, korunamazlar, dolayısıyla gözetleyici
bir yabancının görmesi caiz olmayan şeyleri görebilir. Öyleyse şer'î hükümde
de gözetleyicinin bu davranışını önlemek için daha ağır bir ceza ile
cezalandırılması icâb eder."
Bize göre Hanbeli ve
Şafiîlerin delilleri daha kuvvetli ve bu bakımdan tercihe diğerlerinden daha
şayandır.